AİKİDO KANJİ

Aslında, Aikido’yu tanımanın ve anlamanın en iyi yolu onu yapmak ve yaşamaktır; fakat bazı temel bilgilerin bu noktada paylaşılmasının da yararı olacaktır.

Aikido üç sözcükten oluşur:

 

= Uyum, sevgi, uyumlu olma

 

 

= Enerji (Dünyayı ve evreni yaratan enerji)

 

 

DO= Yol, disiplin, yöntem, ekol, öğreti

 

 

 

 

Bir araya getirilince, ’’evrensel enerjiye uyum yolu’’ anlamı oluşmaktadır.Kurucu Morihei UESHİBA aikidoyu ruhsal uyumun ve sevginin yolu olarak açıklamıştır.

 

AİKİDO NEDİR?

Aikido’yu sadece bir Japon savunma sanatı olduğunu söyleyerek tanımlamaya çalışırsak, buzdağının sadece gözle görülebilen kısmından söz etmiş oluruz. Gözle görülmeyen kısmı o kadar büyük ve derindir ki; bu derinlik onun anlaşılmasını zorlaştırmakta hatta yanlış anlaşılmasına neden olabilmektedir.

Aikido’nun diğer savunma sanatlarından ayrıldığı en temel nokta, Aikido’nun amacının ego'muzu eğitmek, almaya veya elde etmeye kilitlenmiş bir yaşam tarzından vermeye, hoşgörüye yönelmiş bir hayata ve oradan da bilmeye -ya da bilgiye- ulaşmak olduğudur.

Aikido kişisel farkındalık, yaratıcılık ve doğa ile uyum içinde olmakla elde edilen gücün yoludur. Yakalamak yerine bırakmayı, kavga etmek yerine ikna etmeyi, nefret etmek yerine sevmeyi, yok etmek yerine kontrol etmeyi yeğler. Bu bencillik ve maddiyat dolu dünyada, sevgi yoluna adar kendini. Her insanın içinde var olan enerjinin ortaya çıkartılıp doğru amaçlar için kullanılması, beden ve ruh uyumunun sağlanması aikidonun hedefidir.

Aslında, Aikido’yu tanımanın ve anlamanın en iyi yolu onu yapmak ve yaşamaktır; fakat bazı temel bilgilerin bu noktada paylaşılmasının da yararı olacaktır.

Aikido üç sözcükten oluşur:

= Uyum, sevgi, uyumlu olma

= Enerji (Dünyayı ve evreni yaratan enerji)

DO= Yol, disiplin, yöntem, ekol, öğreti

 

Bir araya getirilince, ’’evrensel enerjiye uyum yolu’’ anlamı oluşmaktadır. Kurucu Morihei UESHİBA, aikidoyu ruhsal uyumun ve sevginin yolu olarak açıklamıştır. Morihei Ueshiba, yıllar süren uzun, son derece yoğun çalışma, araştırma ve geliştirmeler sonucunda Aikido’yu ortaya çıkarmıştır.Aikido doğa ile bütünleşmek ve onunla tek bir parça olmaktır. Ne düello, ne müsabaka, ne rakip, ne de hasım vardır. Sadece ruhumuz ve evrenin ruhu ile uyumlu bir eylemdir söz konusu olan. Aikido, işte bu uyumun vücutla olan ifadesidir. Aikido uzlaşma ve barışın yoludur, insanları barışa ve sevgiye davet eder, karşıt düşünceleri birleştirir Bu anlamda doğadaki tüm varlıklarla ‘bir’ olmanın da vücutla ifadesidir.

Aikido teknikleri bize uyumu öğreten ve bizi ruhsal yönden eğiten fiziksel egzersizler olup diğer uzak doğu savunma sanatları gibi güce karşı güçle karşı koyma prensibine dayanmaz. Bu anlamda Aikido’yu diğer savunma sanatlarından ayıran en önemli fark, Aikido tekniklerinin, rakibin gücünden yararlanarak kuvvetin yönlendirilmesi ve bizim sahip olduğumuz güçle rakibin gücünün birleştirilip daha büyük bir kuvvet elde etme prensibine dayanmasıdır. Başlangıçta bu teknikleri kendimizi savunmak için kullanırız, ustalaştıkça kendimizi savunmak için teknikleri değil, uyumu kullanmaya başlarız. Giderek,uyum bizim yaşam biçimimiz olur. Düşmanlar (kendileri öyle düşünse ya da davransada) artık ‘’düşman’’ değildir. Bizim uyumumuz karşısında bize düşmanlık etme yetenekleri kalmamıştır. Karşımızdaki güce uyumlanıp onunla birlikte akarak ‘yenilmez’ oluruz. Gücümüzle ona karşı koyup direnebildiğimiz için değil, karşısında yenecek bir güç bulamadığı için yenilmez oluruz. Rakibimiz bizi yenmeye çalıştıkça kendisini yener. Böylece artık düşmanlardan korkmaya, bir saldırı karşısında panik içinde kaskatı kesilerek kendimizi korumak için çabalamaya gerek kalmamıştır. Bu yolda yürüyerek egomuzu kontrol altına almayı ve egonun örttüğü gücü, içimizdeki sevgiyi açığa çıkarmayı öğreniriz. Bu güç evrendeki en büyük güçtür. Bu güce uyumlandığımız zaman bize zarar verebilecek hiçbir şey yoktur. İşte bu sebeptendir ki; kurucu Ueshiba, Aikido için ‘Aikido ne bir dövüş tekniği ne de düşmanı yenme sanatıdır. O, dünyaya uyumu getirmek ve insan varlığını tek bir aileye dönüştürmek için vardır’ demiştir.

Aikido'nun turnuvası yada yarışması yoktur. Bunun iki önemli nedeni vardır ki; bu onu günümüzde uygulanan şekli ile diğer savaş sanatlarından ayırır.

1-Yarışmanın oldugu yerlerde rekabet ve ego vardır. Rekabetin olduğu yerde ise huzur ve iç barış sağlanamaz.

2- Aikido'da insanın en büyük rakibi kendisidir. Kendisini aşamayan rakiplerinide aşamaz.

Turnuvası olan diğer sporlara baktığımızda zaman kazanma hırsının ön plana çıktığı, yeni bir şeyler öğrenmenin de neredeyse unutulduğunu görürüz. Aikido ömür boyu süren bir gelişimdir. Siyah kuşak olduğumuzda, eğitimin tamamlandığı bir nokta değil, eğitimin yeni başladığı bir noktadır.

Aikido çalışanları izlerken, dövüşen insanlardan çok sanki dans eden insanlar gözlemlersiniz. Tabii bu tablonun bir parçası olabilmek için uzun yıllar çalışmak ve bu yumuşaklığı kazanmak gerekir. Aikidoda önemli olan karşındakinin canını yakmak değil, her an onun canını çok fazla yakabileceğinizi ama buna gerek duymadığınızı hissettirmektir. Acemilerle çalıştığınızda, çoğu zaman ustalarla çalıştığınızdan daha fazla canınız yanar. Bu onların henüz gücü kontrol edemediklerini gösterir. Aikido dışarıdan bakıldığında yumuşak, akıcı ve uyumlu bir görüntü sunan, gerçekte çok etkili bir savaş sanatıdır. Yumuşaklık, tekniklerin akıcı ve bu nedenle daha etkili olmasını sağlar.

Aikidoyla kemik kırabilirsiniz, rakibinizi yere yatırıp, doğru kilit tekniğini kullanarak saatlerce sabit tutabilirsiniz. Bunu yapmak için gerekli olan hırsı, gücü ve şiddeti saldırgandan alırsınız. Onun saldırısını ona yönlendirir, onun gücünü ona karşı kullanırsınız. Siz durumu ve onu kontrol edensiniz, o ise kavga etmeye çalışan bir saldırgan. Uzun çalışmaların size kazandıracağı doğru teknikler, refleks ve kontrol yeterlidir. Bunu yaşlı biri de yapabilir, bir kadın da, bir çocuk da. Aikido sırf bu yönüyle pek çok kişiyi kendine çeker. Çözüme giden pek çok yol sunar, bunları sağlamak için uyumlu olmayı öğretir.

Eklem yerlerine yapılan şiddetli baskılar ve kilit teknikleri, rakibin kontrol altında tutulmasını ve zarar görmeden etkisiz hale getirilmesini sağlar. Aikidoda denge merkezinizi korumak ve sabit tutmak, bunun yanında dairesel hareketlerle teknikleri uygulamak rakibinizi kontrol etmenizi sağlar. Hiç etiğe uymasa da, Aikidoyla birisinin canını yakabilirsiniz, hem de inanın çok yakabilirsiniz, kemiklerini kırabilir, bayıltabilir, hatta öldürebilirsiniz. Ama, bir düşünün;
 

Hedefiniz gerçekten bu mudur ?

DOJO KURALLARI

Bir dojo, bizim kendimizle, korkularımızla, endişelerimizle, tepkilerimizle, alışkanlıklarımızla doğrudan bağlantıya geçtiğimiz küçük bir evrendir. Burası bizi sınırlayan engellerle savaştığımız bir arenadır. Bu arenada karşımıza çıkan kişiler bizim hasımlarımız değil, kendimizi tam olarak anlamamıza yardımcı olan Dostlarımızdır..

Aikido’yu nasıl yorumlarsanız yorumlayın, unutmamamız gereken Aikido’nun bir savaş sanatı olduğu ve bu sanatta ilerlemek, ustalaşmak istediğimizde ya da YOL olarak benimsediğimizde, kesinlikle sanata bir bütün olarak bakmalı ve BUDO ile ilgili evrensel kurallara uymalıyız.

 

1- Tatemiye girerken dojo’nun merkezine (kamiza) selam verilir.

2- Derse gelemeyecek olanlar, mutlaka Sensei’ye ya da dojoya haber vermelidirler. Geç gelenler dojo girişinde seiza oturup, Sensei’nin gel işaretini beklemelidirler.

3- Ders saatine kadar ısınma hareketleri yapılır.

4- Sensei tatemiye girmeden hemen önce (dersin başlamasından önce) herkes Senpai’nin sol tarafında kıdem sırasına göre seiza oturmuş olmalıdır.

5- Mokkuso komutu ile eller harada birleştirilir, gözler hafif kapalı sessizce solunur. Bu meditasyon durumudur.

6- “Shomen ni rei” komutu ile kamizaya selam verilir, Sensei selamını bitirmeden Aikidokalar da bitirmemelidir. Sensei yüzünü Aikidokalara dönünce, Sempai “Sensei ni rei” komutu verir ve “onegai shimasu” diyerek karşılıklı selamlaşılır. Selam verirken önce sol el, sonra sağ el yere iner ve birleşip üçgen oluşturulur. Bu selamda da, Sensei selamını bitirmeden, aikidokalar selamlarını bitirmemelidirler.

7- Ders esnasında her teknik başlangıcında “onegai shimasu” diyerek uke ve tori selamlaşır, teknik bitişinde “domo arigato gozaimashita” diyerek teşekkür edilir. Aynı teşekkür, ders bitiminde de toplu olarak hocaya yapılır.

8- Sensei`nin dersi yönlendirişine saygı duymak zorunluluktur. Eğitim üzerine talimatları alınır, samimiyetle ve yapabileceğiniz en iyi şekilde yapılır.

9- Aikido tekniğini başkasına zarar vermek ya da egonuzu açığa çıkarmak amacıyla kullanmamak her öğrencinin ahlaki sorumluluğudur. O, bireyin kişilik gelişimi ile daha iyi bir toplum oluşturmak için birer araçtır.

10- Minderde hiçbir ego çatışması olmayacaktır. Aikido sokak kavgası değildir. Saldırgan tepkilerinizi eğitmek ve temizlemek, toplumsal sorumluluğunuzu keşfederek samurai ruhunu içermek için minderdesiniz.

11- Minderde hiçbir yarışma olmayacaktır. Aikido`nun amacı bir düşmanla savaşmanız ve onu yenmeniz değil, kendi içinizdeki saldırgan içgüdülerinizle savaşmanız ve onları yenmenizdir.

12- Herkes farklı bedeni kabiliyetlere ve farklı eğitim sebeplerine sahiptir. Bunlara saygı duyulmalıdır. Gerçek Aiki, değişen duruma uygun olan tekniğin yerinde ve esnek uygulanmasıdır.

13- Dojo içinde hiçbir güç çatışması olmayacaktır. Dojo mensupluğu bir ailedir ve Aikido`nun sırrı uyumdur.

14- Ders sırasında Sensei’nin işareti ile çalışma kesilir, hızlı bir şekilde sıraya geçilir. Sensei yeni teknik gösterirken seiza oturulur (ancak izin alınarak bağdaş kurulabilir) , teknik bitince Sensei selamlanır ve tekrar çalışmaya başlanır.

15- Aksi belirtilmedikçe selamlamalar yerde yapılmalıdır.

16- Eski ve yeni Kohailer (öğrenciler) birbirlerine saygılı ve uyumlu olmalıdırlar.

17. Sizden daha tecrübelilere saygı gösteriniz. Asla teknik üzerine münakaşa etmeyiniz.

18. Sizden daha az tecrübelilere saygı gösteriniz. Fikirlerinizi onlara zorla kabul ettirmeye çalışmayınız.

19- Yeni öğrenciler, tecrübeli öğrencilere teknikler, dojo kuralları, seramonilerdeki ayrıntılar vb... hakkında soru sorabilirler. Tecrübeli öğrencilerin bu konuları açıklamaları doğal olarak görevleridir. Ancak, bu tür iletişimler ders öncesi ya da ders sonrası yapılmalıdır.

20- Çalışma sırasında kesin bir sessizlik sağlanmalıdır. Aikido teknikleri yaparak ve tekrar edilerek (yani hissedilerek) öğrenilir, konuşarak yada anlatarak değil.

21- Eğer ukeniz o anda çalışmakta olduğunuz tekniği bilmiyor yada hatalı yapıyorsa, siz doğrusunu yaparak ona yol gösterin,ama asla ona tekniği öğretmeye ve anlatmaya çalışmayın. Soru sormanız gereken tek kişi Sensei’dir.

22- Sensei’ye soru sormak istediğinizde yanına gidip selam verilir, yada o yanınıza geldiğinde selam verip sorulur. Uzaktan el kaldırmak ya da seslenmek ayıptır.

23- Ders esnasında konuşulmaz, tatemiye çıkan herkesin tek amacı Aikido’dur.

24- Dojo’da önemli olan tek şey Aikido olduğundan, dil-din-ırk-cinsiyet-siyasi görüş vb. önemli değildir. Bu farklılıklar tatemide kesinlikle ayırıcı değildir.

25- Tori uke’ye nazik davranmalı, uke de tori’ye uyum sağlamalıdır.

26- Dogiler (giysiler) uygun aralıklarla yıkanıp temiz tutulmalıdır (kuşaklar kesinlikle yıkanmaz, kirliliği alınterinizin göstergesidir). Tırnaklar kısa kesilmelidir. Uzun tırnaklar ve takılar, yaralanmalara sebep olabilir, dolayısıyla derste takı takmak yasaktır. Başkasının özel eşyaları kullanılmamalıdır.Başkasına ait silahlara izin alınmadan dokunulmamalıdır ( jou,tantou,bokutou,iaitou... ).

27- Ders bitişinde önce dogi’ler düzeltilir, sonra hızlı bir şekilde sıraya girilir. Açılışta yapılan seramoniler kapanışta da tekrarlanır.

 

28-. Lütfen uygun davranış kuralları hakkında uyarıldığınızda kötü hissetmeyiniz, çünkü bu uyarılar sizin güvenliğiniz ve öğrenim tecrübeniz için önemlidirler

29- Dojo’nun devamlılığını sağlamak amacıyla aidatlar düzenli ve zamanında ödenmelidir. (her ayın ilk haftası)

30- Teknik satın alınamaz. Aikido kayıt ödemeleriniz, size sağlanılan mekan ve eğitim için bir teşekkür imkanı sağlar.

 

Tüm öğrencilerin bu kurallara kayıtsız-şartsız uyması gereklidir. Ancak bu şekilde yürüdüğümüz yolda sağlıklı olarak ilerleyebiliriz ve bu kuralları uygulayarak yüzlerce yıllık savaş sanatlarını, önümüzdeki yüz yıllara taşıyabiliriz.

O'SENSEI MORIHEI UESHIBA

Aikido’nun kurucusu olan Morihei Ueshiba, 14 Aralık 1883 tarihinde şimdi Tanabe olarak bilinen Wakayama bölgesinde bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Beş çocuk içindeki tek erkekti. Babası Yoroku’dan bir samurayın kararlılığını ve içişlerine olan ilgisini, annesinden ise sanat, din ve şiire olan ilgisini aldı. Küçüklüğünde Morihei hasta ve zayıf bir çocuktu. Bu yüzden dışarıda oynamak yerine evde kalmayı tercih etti. “En no Gyoja” ve “Kobo Daishi” adlı azizlerin göz kamaştırıcı efsanelerini dinlemeyi severdi. Budist inanışlarından etkilenirdi. Hatta bir zamanlar bir Budist rahip olmayı bile düşündü. Oğlunun bu tür hayallerinin önüne geçmek için babası ona “Kichiemon” adındaki ve zamanının en güçlü samuraylarından olan büyük-büyük babasının hikayelerini anlatırdı. Onu Sumo güreşi yapması ve yüzmesi için cesaretlendirirdi.

12 yaşlarındayken babası, yerel konsey üyesi Yoroku, köylerinin en belirgin şahsiyetiydi. “Şehrin zorbaları” diye adlandırılan, babasının siyasi muhalifleri, sık sık tartışmak için evlerine gelir; bazen de bu tartışmalar oldukça kızışır çirkin hakaretlere, bağırışlara dönüşürdü. O günlerde küçük Morihei ruhunun bu tartışmalarla dağlandığını hissetmekte ve ne pahasına olursa olsun, kuvvetlenip bu saldırgan insanları evlerinden dışarı atacağına yemin etmektedir.

Büyüdükçe balıkçılık öğrendi ve köyünün yıllardır sürmekte olan sınır problemini halletti. Bu başarısı ile çevresinde tanınmaya başladı. Artık babası için baş ağrısına dönüşen işleri de, o çözmeye başlamıştı. Tam delikanlılığı yaşıyordu. Bükülmez bir ruhu, yorulmak bilmez bir çalışma gücü vardı eğer başkaları diğerlerinin iki misli çalışıyorsa, o dört mislini yapıyordu. Başkaları 40 kg taşıyorsa, o 80 kg taşıyordu. Onun tez canlı huyu kendisini yerel bir “pirinç pişirme” yarışmasında gösterdi. Bu yarışma esnasında kullanılan balyozun garip , uzatılmış şekli, ağırlığı ve karışımın soğumadan istenilen kıvama gelmesi için gerekli darbeyle dövülmesi gereği, ortaya zorlu bir yarışma çıkartıyordu. Yarışmada on tane güçlü rakibi olmasına rağmen hepsini yendi, hatta sonunda taş çanak kırıldı. Katıldığı diğer yarışmalarda da aynı sonuca ulaşınca, artık halk, yarışmaya katılıp da çanakları kırmasın diye ona şeref misafirlerine uygulanan biçimde çay, kurabiye ikram edip yarışma sahalarından uzak tutmaya çalışıyordu.

1901’de 18 yaşında, büyük bir tüccar olan amcasıyla Tokyo’ya gitti. Savaş sanatlarına karşı olan ilgisini keşfetti. Kito-ryu dojosundaki Ju Jutsu ve Shinkage Ryu’daki kılıç çalışmalarını çok sevdi. Ama maalesef, ciddi bir beriberi hastalığı onu evine geri dönmeye zorladı. Burada Itogawa Hatsu ile evlendi.

Rus-Japon savaşı sırasında sağlığını kazandıktan sonra orduya yazılmak istedi. Beş feet’in (yaklaşık 153 cm) hemen altında olan boyu nedeniyle gerekli minimum şartları sağlayamadı. O kadar üzüldü ki boyunu uzatmak için ormana gidip ağaçlara asıldı. Sınavı geçmek için ikinci denemesinde başarılı oldu ve 1903 yılında piyade olarak orduya katıldı. Görev esnasında komutanları tarafından beğenildi ve komutanı kendisini Ulusal Ordu Akademisine tavsiye etti. Ancak çeşitli nedenlerle o, bunu reddetti ve aktif görevden istifa etti.

Morihei evine çiftliğe döndü. Ordudaki çalışması sırasında güçlenmişti ve şimdi fiziksel eğitimini devam ettirmeye istekliydi. Babası ona çiftlikte bir dojo inşa etti ve onu eğitmesi için tanınmış Jujitsu ustası Takaki Kiyoichi’yi davet etti. Bu süre boyunca genç Morihei daha da güçlendi ve yeteneği olduğunu keşfetti. Aynı zamanda politik işlerle de daha çok ilgilenmeye başladı. 1912 baharında, 29 yaşındayken, o ve ailesi Hokkaido’ya taşındı. Birkaç yıllık mücadeleden sonra küçük köy refaha ermeye başladı. Ueshiba inanılmaz kaslı olmuştu, öyle ki kollarında sahip olduğu kuvvet efsanevi olmuştu.

Hokkaido’daki bu zamanda Daito-Ryu Aiki Jutsu’nun büyük ustası Sokaku Takeda ile karşılaştı. Takeda ile karşılaştıktan ve kendisinin onunla boy ölçüşemeyeceğini anladıktan sonra Ueshiba herşeyi bıraktı ve kendini antrenmana verdi. Yaklaşık bir ay sonra Shirataki’ye geri döndü, bir dojo inşa etti ve Takeda’yı daha sonra onun da kabul edeceği gibi orada yaşamaya davet etti.

Takeda, son derece sert mizaçlı bir adamdı ve öğrencilerinin en küçük hatasını bile affetmez, onlara olmadık eziyet ederdi, ancak Morihei buna aldırmaz yemeği, yorgunluğu unutur; tüm dikkatini derslere verirdi. Bu gerçeğin bugünkü Aikido ile yakın ilişkisi vardır. O zamanlarda Budo dersi gören öğrenciler öğrendikleri her teknik için öğretmenlerine üç yüz ile beş yüz yen (bir yen yaklaşık yarim dolar) civarında bir ücret öderdi. Buna ek olarak o hocasına, odun kesmekte, su taşımaktadır. Eğitimin sonunda ailesinden ona kalan tüm sermayeyi, bu eğitimde harcamış bitirmiştir.

1919’un baharı sonlarında babasının çok hasta olduğuna dair bir telgraf alır ve bunun üzerine her şeyini, hocası Takeda’ya hibe edip Hokkaido’dan ayrılır. Tren evine ulaştığında ilk duyduğu şey Omotokyo adında yeni bir dinin lideri olduğunu söyleyen Onisaburo Deguchi’den bahsedildiğiydi. Morihei babası için yapılabilecek en iyi şeyin Omotokyo dininin merkezi olan Ayabe’ye gidip, babasının sağlığı için rahiplere başvurmak olduğunu düşündü. Küçüklüğünden beri ruhani olaylara, dinlere büyük ilgi duyar, ailesi de onu desteklerdi.

Rahip Deguchi’yi dinledikten sonra ruhunun derinliklerinde bir şeylerin sıkıştığını hisseder. Tekrar Tanabe’ye eve döndüğünde babası artık hayatta değildir. Ömründe en sevdiği insanın ölümünü karşılarken içinden de manevi kilitleri kırmaya, çalışmalarını ilerletip Budo’nun sırrına ulaşacağına yemin etti. Bu olaydan sonra yaşantısı tamamen değişti. Bazen beyaz bir giysiyle bir kayanın tepesinde oturuyor, bazen bir dağın tepesinde diz çöküp dua ediyor, sürekli Shinto dualarını okuyordu. Onu tanıyanlar son derece endişeliydi ve delirdiğini düşünüyorlardı.

1919 sonlarında Deguchi’yi hatırladı ve ailesini de toplayarak Ayabe’ye taşındı. Kalbini aydınlatan ışığı bulmuştu. Ayabe’de dağ eteğinde bir eve yerleşti ve 1926’ya kadar bir taraftan Ju Jutsu teorisi üzerine yoğunlaşırken bir taraftan Deguchi ile fiilen çalıştı.

Çalışmaları ilerledikçe hasmının niyetini önceden sezen bir tür altıncı duyu geliştirdi.

 

1925 baharında bir gün bir kendo (kılıç sanatı) hocası Morihei’yi ziyaret ederek öğrencisi olmak istediğini iletmişti. O gün bir konuda tartışırlarken tartışma büyüdü ve bir kendo karşılaşması yapmaya karar verdiler. Adamın yaptığı her hamle boşa gidiyor, kendisi büsbütün savunmasız kalıyordu. Saatler sonra yorgunluktan perişan olmuş durumda maçı bıraktı. Morihei’ye tek bir kılıç darbesi dahi değmemişti. Bütün hamleleri daha yapılmadan önce “görüyor”du. Morihei bu maçın yorgunluğu üzerindeyken yakındaki Japon hurması ağacı yetişen bir bahçeye gitti. Tam yüzündeki teri silerken daha önce hiç hissetmediği bir duyguyla karşı karşıya olduğunu fark etti. Ne yürüyebiliyor ne de oturabiliyordu. Büyük bir şaşkınlık içerisinde yere kök salmış gibiydi.

O Sensei’nin Ayabe’de yaşadığı günlerde Deguchi her buluştuğu insana O Sensei’nin evini kastederek “benim yanımda büyük bir savaşçının cehennemi var” derdi. Belki de bu yüzden evi değişik insanlarca ziyaret edilirdi. Amiral Seikyo bunlardan biriydi. İlerde donanma ile önemli irtibat sağlayacak, daha sonraları O Sensei’nin Tokyo’ya taşınmasına önayak olacaktır. Devrin önemli şahıslarından Hidetaro Kubota, Yukota Otsuki, Sogetsu Inagaki, Gınzo Oshikawa, Yoichiro Inoue onun öğrencileriydi. Kubota (şimdiki adı Nishimura, Judo 6.dan) o sıralar Waseda Üniversitesi’nde öğrenciydi. Judo’da çok önemli biriydi ve tanıdıklarını Aikido öğrenmeleri konusunda teşvik ediyordu. Kenji Tomiki ve Nobubumi Abe de bunlardandır.

OsenseiO Sensei’nin çalışmaları artık iyice yaygınlaşmıştı. Tokyo’dan dönüşünde Osaka ve Kyushu’ya gitti. Sürekli bazı davetlere koşup duruyordu. Bununla beraber hala yerleşik bir çalışma yeri, bir dojo’su yoktu. Wasaburo Asono adında bir adam Deguchi’nin yanında etkileyici bir pozisyonda çalışıyordu ve Amiral Asano onun kardeşiydi. Asano, O Sensei ile tanıştı ve onun bu sanatı pek çok kişiye sunmaya davet etti. İlişki kurduğu insanlardan biri de sınıf arkadaşı olan, budo’ya gönül vermiş Amiral Isamu Takeshita idi. O Sensei’yi Tokyo’ya davet etti ve bir gün bir iş adamı olan Kiyoshi Omeda’nın villasında buluştular. O Sensei ile aynı huy ve duyguları paylaşıyordu ve onun ilk sponsoru oldu. Bundan sonra O Sensei’yi sık sık Tokyo’ya davet etti. Bir gün bu davetlerden birinde Kont Gonnohyoe Yamamoto da bulunmuş üstadın kargı kullanma üzerine gösterdiği hünerini hayretler içinde izlemişti. Bu olayı diğerleri izledi ve dönemin en seçkin şahsiyetleri bu kurslara katılmaya başladılar. Bu arada Aoyama sarayında hepsi Judo ve Kendo’da 5.Dan ya da üstü dereceye sahip olan İmparator muhafızlarına da 21 günlük özel bir kurs düzenlendi. Ichizaemon Morimura’nın villasında geçici dojo kuruldu. Değişik çevrelerden seçkin gruplar bu dojo’yu ziyarete gelmeye başladılar. 1927 başlarında O Sensei ailesiyle beraber Ayabe’den Tokyo’ya taşındı.

O Sensei, Deniz Akademisi’ne öğretmen olarak davet edildi; artık deniz kuvvetlerinin çoğu öğrenci ve öğretmeni ondan ders alıyordu. Ünlü Kikugoro dahil olmak üzere hemen tüm birinci sınıf aktör ve dansçılar, Aiki vücut hareketlerini öğrenmek için derslere katılıyordu. Yeni katılımlar gittikçe artmıştı. Bunların arasında üstadın çocukluğundan beri tanıdığı Yoichiro Inoue; Tokyo dojosunun ilk deshi’si 6.dan judocu Takeshi Nishimi, Hisao Kamata, Kikuo Kaneko ve diğerleri vardı. Artık yeni kayıt mümkün değildi. Tekrar Shiba Takanawa’ya taşındı ancak bu evde altı ay içinde tamamen dolmuştu. Sonunda tam bir dojo ve O Sensei için bir ev üzerinde karar verildi ve derhal bunu gerçekleştirmek üzere bir komite kuruldu. Mejiro tepesinde tutulan oldukça büyük bir ev inşaat bitene kadar geçici ev ve dojo olarak kullanılacaktı.

80 minderli yeni dojo Nisan 1931’de “Kobukan Dojo” adı altında Ushigome (şimdiki adı Shinjuku) Wakamatsucho’da açıldı. Bu açılışla beraber O Sensei Aikido’nun amaç dışı ve yanlış kullanılmasını engellemek amacıyla bir dizi kesin kural koydu. Müracaat eden yeni öğrencilerin karakterlerini inceliyor uygun görmediklerini kabul etmiyordu. Herhangi bir ilan vermedikleri halde dojo çok kısa bir sürede büyüdü. Bu sıralarda otuz-kırk civarında son derece canlı ve yürekten Aikido çalışan öğrenci, uchideshi, vardı. Hemen hepsi yüksek derece judo ve kendo’dan gelmekteydi ve 80 kg’ın üzerindeydiler. Bunlar öyle yoğun ve canla başla Aikido çalışıyorlardı ki kısa sürede Dojo’nun adı “Ushigome’nin cehennem dojosu” na çıktı. Öğrenciler dojo’nun kendi dünyasında, gerçek dünyada olup bitenlerden tamamen uzak bir ortamdaydı. Bu azimli, meraklı öğrenciler O Sensei’nin nezaretinde Aiki’nin sırlarını araştırıyor ve daha yüksek bir hayat görüşüne kavuşuyordu.

13 Ekim 1932’de “”Budo Zenginleştirme Kurumu” (Budo Sen’yokai) kuruldu. O Sensei onun başkanıydı. O sıralarda enerjik genç öğrenciler edinmek için Tamba eyaleti, Takeda’da 150 minderli yeni bir dojo kurulmuştu. O Sensei o yakınlarda, Takeda’da eski bir ev alarak burayı kurumun merkezi haline getirdi.

O Sensei’nin son derece sıkı çalışmalara bizzat katıldığını bilenler sıklıkla dojo’yu ziyarete geliyordu. Şayet sponsorlarca desteklenmiyorsa gösteriye yönelik hiçbir harekete ve bunu izlemek için seyirci toplanmasına izin vermediği gibi sair zamanlarda da laubali, kötü kılıklı, ayakta yahut kollarını kavuşturmuş olarak izleyenleri derhal dojodan dışarı attırırdı. Büyüyen Aikido topluluğunun eşliğinde O Sensei tekniğin yanlış kullanılmasına karşı önlemler almaya başladı. Öğrenci seçimi için daima en az iki kaliteli kişiden tavsiye istiyordu. Bazı öğrenciler yaşlı, bazıları ülkenin en ileri gelenlerinden, bazıları budo üstatları ve bazıları da çok önemli şahısların çocukları olduğundan günlük ders saatleri dışında pek çok özel ders saati de ayrılmıştı. Deshi’ler hemen hemen hiç dinlenmeden çalışmak zorundaydı.

O Sensei çalışmalarda Aikido’yu tüm diğer budo’ların üzerinde tutuyordu. Nitekim kendilerine kısa bir kendo eğitimi verilen Aikido öğrencileri girdikleri bütün kendo müsabakalarını kazanmışlar, imparatorlukça verilen kupaları O Sensei’ye getirmişlerdi. Budo alanında çalışan herkes artık açıkça Aikido’yu tanıyor, kendo ve judocular çekinmeden dojo’yu ziyaret ediyordu. 1939’da “Kobukan Dojo” “Kobukai Vakfı”na dönüştü ve resmen 1940’da onaylanarak başına Isamu Takeshita getirildi.

Şehir içindeki merkez dojonun kuruluşundan sonra O Sensei daha rahat edebileceği bir yer aramaya başlar, budo ile birlikte bahçe işleri ile de uğraşabileceği, bugün “Ibaraki Aikido Dojosu” olarak bilinen Iwama şehrindeki Ibaraki banliyösüne yerleşir. O Sensei’nin ısrarla arzuladığı “Aiki Mabedi” böylece kurulmuş olur. Daha sonra 40 minderlik bir dojo 72500 m lik arazinin bir köşesine kurulacaktır. Tapınak kısa zamanda Aikido için kutsal bir yer haline gelir. Savaş sırasında üstat burada tarımla uğraşır, savaş sonrasında eski öğrenciler yine etrafına toplanmaya başlar ve Aikido tekniklerinin kusursuzlaştırılması çalışmaları yine sürer gider. Savaş sırasında tüm yetenekli Aikidocuların sağa sola dağılmasına rağmen Kobukai merkezinde Talimat Departmanı olan O Sensei’nin oğlu Kisshomaru Ueshiba başkanlığında ve Kisaburo Osawa tarafından yürütülüyordu. Değişik yerlerde kurslar da veriliyordu. Savaştan sonra çalışma seferberliği dönemi ve bununla birlikte tüm budo aktivitelerine yasaklama kararı geldi. Tüm budo faaliyeti artık kanun dışı sayılmaktaydı. Tekrar doğuş umudu ile yeniden organize olunacağı gün beklenilmeye başlandı. Hazırlık konseyi Tokyo Marunochi’de Tokiwa villasında resmen 22 Kasım 1945’te içlerinde Prens Konoe’nin de olduğu 53 kişi ile toplandı ve vakfın adı “Aikikai” olarak değiştirilerek seçim yapıldı. Yeni vakıf 2 Şubat 1948’de onaylandı ve Aikido hareketi sessiz ama dimdik yeniden doğdu.

2.Dünya Savaşı ardından değişen dünya ile Aikido yönetimi politikasında da esaslı değişiklikler ortaya çıkmıştır. Japon Eğitim Bakanlığı yeni budo’yu tanımış, Aikikai vakfını (Zaidan Hojin Aikikai) Aikido sanatının gelişmesine vakfedilmiş ulusal bir kurum olarak resmen tescil etmiştir. O Sensei Morihei Ueshiba organizasyonun yönetimi, sanatın yayılmasının kontrolü gibi hemen her şeyin sorumluluğunu oğlu Kisshomura’ya devretmiş kendisi de Aikido üzerinde düşünsel boyutta büyük adımlar atmak üzere Tokyo dışındaki Aiki Mabedi’ne çekilerek yalnız kalmayı tercih etmiş, Aikido’nun kendisi üzerine çalışmalara koyulmuştur. Ortaya çıkardığı bu hareketin ruhsal odak noktası kendi inşa ettiği bu mabetti. Mabedi “Aikidonun ebedi muhafızları” olarak gördüğü şinto tanrılarının ruhlarına adamıştı. İnanılır ki 1969’da ki ölümünden sonra onunda ruhu bu mabette, onların yanında yerini almıştır.

 

AİKİDO SINAV TEKNİKLERİ

Kyu sınavlarına girecek her Aikidoka gireceği Kyu tekniklerinin yanında önceki Kyu tekniklerinden de sorumludur.

6.KYU – 5.KYU

1-Mae Ukemi

2-Ushiro Ukemi

3-Shikko

4-Kokyu Ho......................................(Suwari Waza)

5-Shomen uchi Ikkyo (Omote-Ura)....................................(Suwari Waza)

6-Junte Katate Dori Tekagami

7-Katate Dori Shiho Nage (Omote-Ura)

8-Shomen Uchi İriminage

9-Kotsa Katate Dori Kotegaeshi

 

5.KYU – 4. KYU

1- Shomen uchi Ikkyo (Omote-Ura)

2-Kata Dori Nikkyo

3-Yokomen Uchi Shiho Nage

4- Shomen Uchi İriminage

5- Shomen Uchi Nikyo (Omote-Ura)....................................(Suwari Waza)

6- Junte Katate Dori Tekagami

7-Ryote Dori Tenchi Nage

 

4. KYU – 3. KYU

1-- Shomen Uchi Ikkyo / Nikkyo / Sankyo / Yonkyo (Omote -Ura)................ (Suwari Waza)

2- Ryote Dori Shiho Nage (Omote-Ura)

3- Yokomen Uchi Shiho Nage (Omote-Ura)

4- Shomen Uchi İriminage

5-Tsuki İriminage

6- Shomen Uchi Kotegaeshi

7- Tsuki Kotegaeshi

8- Ryote Dori Tenchi Nage

 

3. KYU – 2. KYU

1- Shomen Uchi Ikkyo / Nikkyo / Sankyo / Yonkyo (Omote -Ura)................ (Suwari Waza)

2- Shomen Uchi Ikkyo / Nikkyo / Sankyo / Yonkyo (Omote -Ura)................ (Tachi Waza)

3-Kata Dori Ikkyo / Nikkyo / Sankyo / Yonkyo (Omote -Ura)................ (Suwari Waza)

4- Kata Dori Ikkyo / Nikkyo / Sankyo / Yonkyo (Omote -Ura)................ (Tachi Waza)

5-Katate Dori Shiho Nage (Omote-Ura)..........................(Hanmi Handachi)

6- Shomen Uchi İriminage

7- Tsuki İriminage

8- Katate Dori İriminage

9- Shomen Uchi Kotegaeshi

10- Tsuki Kotegaeshi

11- Katate Dori Kotegaeshi

12- Katate Dori Kaiten Nage

13- Ryote Dori Tenchi Nage

14- Katate Dori JİU WAZA

 

2. KYU – 1. KYU

1- Shomen Uchi Ikkyo / Nikkyo / Sankyo / Yonkyo (Omote -Ura)................ (Suwari Waza)

2- Shomen Uchi Ikkyo / Nikkyo / Sankyo / Yonkyo (Omote -Ura)................ (Tachi Waza)

3-Kata Dori Ikkyo / Nikkyo / Sankyo / Yonkyo (Omote -Ura)................ (Suwari Waza)

4- Kata Dori Ikkyo / Nikkyo / Sankyo / Yonkyo (Omote -Ura)................ (Tachi Waza)

5-Yokomen Uchi Ikkyo / Nikkyo / Sankyo / Yonkyo (Omote -Ura)................ (Suwari Waza)

6- Yokomen Uchi Ikkyo / Nikkyo / Sankyo / Yonkyo (Omote -Ura)................ (Tachi Waza)

7-Ushiro Ryote Dori Ikkyo / Nikkyo / Sankyo / Yonkyo (Omote -Ura)..............(Tachi Waza)

8- Ushiro Ryote Dori Ikkyo / Nikkyo / Sankyo / Yonkyo (Omote -Ura)..........(Suwari Waza)

9-Yokomen Uchi Gokyo

10- Katate Dori Shiho Nage (Omote-Ura)..........................(Hanmi Handachi)

11- Ryote Dori Shiho Nage (Omote-Ura) ..........................(Hanmi Handachi)

12- Shomen Uchi İriminage

13- Tsuki İriminage

14- Katate Dori İriminage

15- Shomen Uchi Kotegaeshi

16- Tsuki Kotegaeshi

17- Katate Dori Kotegaeshi

18- Shomen Uchi Kaiten Nage

19- Tsuki Kaiten Nage

20- Katate Dori Kaiten Nage

21- Ryote Dori Tenchi Nage

22-Katate Dori JİU WAZA

23-Riote Dori JİU WAZA

24-Morote Dori JİU WAZA


 

SHODAN HOO (Siyah Kuşak)

1- Aihanmi Katate Dori ( kotsa) JİU WAZA

2- Gyakuhanmi katatedori (junte) JİU WAZA

3-Riote Dori JİU WAZA

4-Morote Dori JİU WAZA

5-Tsuki JİU WAZA

6-Yokomen Uchi JİU WAZA

7-Shomen Uchi JİU WAZA

8-Ushiro Ryote Dori JİU WAZA

 

SHODAN (1. DAN )

1.Bölüm

1-5kyo (ikkyo,nikyo,sankyo,yonkyo,gokyo) zagi(suwari)
İrimi,Kotegaeshi,shihounage ( hanmi handachi)

 

1-5kyo (ikkyo,nikyo,sankyo,yonkyo,gokyo), İrimi,Kotegaeshi,shihounage (tachiwaza)
*İkkyo omete ve ura olacak. Diğerleri sadece ura.
*Teknikler sağ el ve sol el gösterilecektir.

2.Bölüm
 

Tantoudori (5 teknik) sağ ve sol
Bokutou suburi : shoumen, yokomen ,kesagake.( Dur denene kadar)

 

NİDAN (2. DAN)

1.Bölüm

Toshuhenka
Sınav heyeti aşağıdaki 8 ataktan 3 tanesini soracak. Sınav olan bu üç atağa en az 5 teknik uygulayacak.
.Aihanmi katatedori ( kotsa)
Gyakuhanmi katatedori (junte)
.Ryotedori
.Shoumenuchi
.Yokomenuchi
.Tsuki
.Moretedori
.Ushirowaza (ushiroryotedori)

2.Bölüm
 

Ninindori ( iki kişiye waza)
Bokutou suburi : Free suburi çalışması (tüm ataklar)

 

SANDAN (3. DAN)

1.Bölüm

Toshuhenka (kokyunage dahil)

2.Bölüm
Tachidori, Jodori ( en az 5 teknik)

YONDAN (4.DAN)

Toshuhenka ( enaz 5dk en fazla 10dk)

AİKİDO TERİMLER SÖZLÜĞÜ

Aikido Dan Seviyeleri ve Anlamları;

 

Shodan (1. Dan) : SHO başlangıçtır, başlayandır. Beden sonunda emirlere cevap vermeye, teknikler şekil kazanmaya başlamış olmalıdır. Aikido”nun ne olduğu hakkında fikir edinilmeye başlanılmıştır. O halde, aikido çalışmalarına, gerekli yavaşlıkta, özenle, kesinliğe dikkat ederek devam etmek, çabalamak, uğraşmak gerekir.

 

Nidan (2. Dan) : 1.Dan”da istenilenlere, yüksek seviyede bir zihinsel azimle beraber aynı anda gözlemlenebilecek hız ve güç eklenir. Bu, öğrencide sanki bir nevi ilerlemişlik, gelişmişlik hissiyle kendini belli eder. Sınav kurulu, bu gelişimi, tekniklerin şekilsel olarak kavranılmasını ve çalışmanın istikametini de dikkate alarak değerlendirmelidir.

 

Sandan (3. Dan) : Bu seviye, Kokyu – Ryoku kavramının anlaşılmasının başlangıç aşamasıdır. Aikido”nun ruhsal boyutuna giriş aşaması. İncelik, ustalık, hareketlerde netlik ve tekniklerde etkililik ortaya çıkmaya başlamıştır. Yeni başlayanlara öğretmenlik etmeye başlanabilecek seviyeye gelinmiştir.

 

Yondan (4. Dan) : Teknik olarak ileri olan bu seviyede, teknikleri oluşturan unsurlar sezinlenmeye başlanmıştır.

 

Godan (5. Dan) : Tekniğin dış görüntüsüyle sınırlı kalmadan, teknik şekillerden sıyrılarak, ama zihne ve ilkelere bağlı kalarak, sanat kendini göstermeye başlar. Durumlara karşı, yeni teknik çözümler ortaya çıkar.

Rokudan (6. Dan) : Teknik göz alıcı, hareketler akıcı ve güçlüdür. Seyredene gerçekliğini ispat eder. Güç ve fiziksel serbestlik, -tıpkı zihinsel durulukta olduğu gibi,- hareketin içinde birleşir ve aynı zamanda kendisini günlük hayatta da hissettirir.

 

Nanadan (7. Dan) : Varlık, yanılsamalardan arınır ve gerçek doğası içinde yeniden doğar: gerçek Ben”i ortaya koyar. Her çeşit bağlılıklardan sıyrılıp, özgürce, burada ve şimdi yaşamanın zevkinin farkına varır.

 

Hacidan (8. Dan) : Hayatın ve ölümün ötesinde zihin açıktır: Zıtlıkları uzlaştırabilme yetisine sahip, düşmansız, kendisiyle barışıktır. Rakipsiz, mücadelesiz, tek ve mutlak galiptir. Ayak bağı olmaksızın özgürdür, özgürlüğünün içinde serbesttir. O’sensei şöyle söylüyordu: “Düşmanın karşısında, fazladan hiçbir şey yapmaya gerek duymadan karşısında ayakta durmam yeter.” Hayat görüşü bütünle uyum içindedir. Ancak bu aşama yolun sonu değildir, zira en saf su bile bataklıkta bulanır; ilk adımını atan Başlangıç Zihini”ni hiçbir koşulda unutmamak gerekir.

 

 

Aikido: Aikido kelimesi Japonca 3 heceden oluşur Aİ: Harmoni(uyumlu hareket etme) Kİ: Ruh ,düşünce, akıl, evrensel enerji DO: Yol. O halde aikido;evrensel enerji ile harmoninin yoludur.Ama AİKİ kelimesi durumlara uygunluk gösterme şeklinde de anlaşılabilir.Bu son açıklama standart değildir ama belli istenmeyen metafiziksel vaatlerden kaçınır ve aikidonun hem fiziksel hem de psikolojik yönlerini iyi bir şekilde ortaya koyar.

Aikidoka: Aikido yapan kişi.

Aikikai: Aiki cemiyeti. Bu sözcük , kurucu tarafından aikidonun yaygınlaştırılması için oluşturulmuş organizasyon için kullanılır.

Ai Hammi: Uke ve Nage’nin aynı ayaklarının önde bulunduğu ortak duruş (sağa sağ, sola sol)

Ashi Sabaki: Ayak çalışması. Güçlü denge sağlamak ve hareket kolaylığından yararlanmak için ayak çalışmaları aikidoda çok önemlidir.

Atemi: (Vücuda vuruş) saldırganın dengesini bozmak ,onu şaşkınlığa uğratmak için yapılan vuruş. Atemi ,saldırganın aikido tekniklerine karşı göstericeği doğal tepkileri, refleksi bertaraf etmek için son derece etkili ve önemlidir. Pek çok insanın, vücutlarının alışkın olmadıkları bir şekilde monipule edildiğini hissettiğinde yapacağı ilk şey ; kol , bacak gibi uzuvlarını geri çekmek , vücudunun ağırlık merkezini aşağıya çekip tekniği yapan kişiden uzaklaşmak olacaktır.Ateminin uygulanması ile hasmın doğal savun masında bir fırsat penceresi açılma olasılığı oluşturur.Bu da aikido tekniğinin uygulanmasına imkan verir.

Bokken(Boku To): Tahta kılıç. Pek çok aikido hareketi geleneksel japon eskisiminde çıkmıştır.İleri düzeylerde belli hareketlerin inceliklerini , silahlı ve silahsız teknikler arsındaki ilişkileri ve çeşitli silahlara karşı savunmayı öğrenmek için Bokken gibi çeşitli silahlardan faydalanınılır.

Chudan: Orta pozisyon.

Chudan No Kamae: Ellerin ya da kılıcın vücuda göre merkezi pozisyonda olduğu duruş.

Dan: Siyah kemer rütbesi,şu anda alınması muhtemel en yüksek dan, 9.dandır.şu anda 10.dana sahip aikidocular vardır. 10.dan onlara ,kurucunun ölümünden önce verilmiştir ve feshedilemez.

Doşhu: Yolun başı anlamında kullanılır aikidonun başında bulunan kişiye verilen ünvandır. Şu anda doşu Morihei Ueshiba’nın torunu olan Moriteru Ueshiba’dır.

Do: Yol ,patika .Japonca kelime olan Do; Çincedeki Tao ‘ya karşılıktır (Taoizimdeki gibi )Aikido daki Do ;insanın karakterini aiki yoluyla aydınlatıp geliştirmesini sağlayan yol anlamına gelir.

Dojo: Edebi olarak yolun ( DO )yeri , ” Bir dojo (idman yapılan yer ), bizim kendimizle korkularımızla , endişelerimizle ,alışkanlıklarımızla doğrudan bağlantıya geçtiğimiz küçük bir evrendir.Burası bizi sınırlayan engellerle savaştığımız bir arenadır. Bu arenada bizim karşımıza çıkan kişiler bizim hasımlarımız değil kendimizi anlamamıza yardımcı olan dostlarımızdır.

Domo Arigato Gozai Maşita: Japoca teşekkür etmek .( Benimle çalışıp kendini ve beni ruhsal ve teknik açıdan geliştirdiğin için teşekkürler.) dojolarda derslerde teknik ve de ders sonlarında partnere ve eğitmene verilen selam.

Fukhişhidoin: Eğitmenin asistanı anlamına gelen resmi bir ad.

Gedan: Alt pozisyon.(GEDAN NO KAMAE: ELLERİN ya da varsa silahın alt pozisyonda tutulduğu duruş.

Gi-Dogi-Keiko: Gİ: egitim elbisesi. isterse judo ister karate sitili olsun Gİ pekçok dojoda geçerlidir .Ancak beyaz ve de pamuklu olmalıdır.( siyah, saten,desenli olmamalıdır!)

Gyaku Hammi: Karşıt duruş ( Eğer UKE’ nin sağ ayağı öndeyse , NAGE’nin sol ayağı önde olur .UKE’nin sol ayağı öndeyse NAGE’nin sağ ayağı önde olur.

Hanmi: Üç gensel duruş .Birçok aikido tekniği UKE ve NAGEnin daha önceden belirlenmiş duruşlarıyla pratikedilir.Bu , teknikleri ve saldırılara karşı duruş presiplerini öğrenmek içindir. Daha yukarı seviyelerde belli HANMİ duruşları daha fazla önem kazanır.

Hanmi Handachi: Nage’ nin oturduğu ,Uke’nin ise aykta durduğu pozisyondur.Daha büyük ya da uzun boyulu rakipleri teknik uygulama pratiği için HANMİ HANDAÇİ WAZA oldukça iyi bir eğitim şeklidir.

Henka Waza: Değişen ,çeşitlenen teknik. Özellikle bir teknikle başlayıp uygulamanın ortasında 2. bir tekniğe geçmek anlamındadır.İKKİYO ile başlayıp İRİMİ – NAGE ‘ye dönmek buna bir örnektir.

Hambu Dojo: Organizasyonun merkezi dojosunu belirten terimdir. Genellikle Aikido Dünya Karargahlarını belirtir.(AİKİKAİ.)

Hidari: Sol

Hakama: Genelde siyah kemerlece giyilen bölünmüş (parçalı )etek.Bazı dojolarda bayanlarca ,bazı yerlerde ise bütün aikidokalar tarafından giyil mektedir.(ülkemizde sadece siyah kemer sahibi olmuş öğrenciler giymektedir ve renk olarak siyah ve lacivertdir.)

Hara: Göbeğin yaklaşık üç parmak aşağı bölümü ve vücudun ağırlık merkezi. Geleneksel olarak bu ruhun ,aklın ve ki’nin kaynağının yeri olarak düşünülüri Aikido teknikleri mümkün olduğunca insanın hara bölgesinde yapılmalıdır.

Happo: 8 yön. HAPPO-UNDO ( 8 yön egzersizi) ve HAPPO-GIRI ( kılıç ile 8 yönde kesme.) Burada anlaşılan gerçekten her yönde hareket edebilmektir. Aikidoda insan her an için herhangi bir yöne dönmeye hazırlıklı olmaktır.

İrimi: Gövdeye giriş hareketi. Pekçok aikidocu İRİMİ’nin ardındaki düşünce ;rakibinin saldırısına etkili bir şekilde devam edemeyeceği ve rakibinin dengesini kontrol edebileceği bir şekilde, konumunu karşındakine göre ayarlanmaktadır.

Jo: Aikido’da kullanılan 128–130 cm uzunluğundaki özel tahta sopa. Bastondan çıkmıştır. Aikidonun içine nasıl girdigi tam anlaşılmış değildir. Pekçok JO hareketi geleneksel japon mızrak dövüşlerinden , bir kısmı ise JO – jutsudan gelir. Ancak anlaşılmalıdır ki birçoğu kurucu tarafından bulunmuştur. JO genelde ileri düzeylerde kullanılır.

Jodan: Yukarı pozisyon.

Jodan No Kamae: Ellerin yada varsa silahın yüksek pozisyonda tutulduğu bir duruştur.

Jiyuwaza: Tekniklerin sebest sitilde çalışılması; Bu çalışma genelde birden fazla kişinin Nage’ye istenilen yönde saldırılması şeklindedir.

Kihon: Temel olan şey. Aikido genel olarak aynı teknik çok farklı görülen bir çpk yoldan yapıla bilir.Tekniklerin yüzeysel özelliklerinin altında yatanı öğrenmek , temeli yani çekirdeği kavramak için KİHON’u iyi idrak etmek gerekir.

Ku: Boşluk.Bu boşluğun direkt farkedilmesi aydınlanmadır.Bu aikidoda bilinç açıklığının geliştirilmesi , değişen durumlara çabuk ve iç güdüsel cevap verebilmektir.

Kyu: Beyaz kemer düzeyi /rütbesi / ŞHODAN(1. DAN)’a kadar olan( 6) derece.

Keiko: Eğitim . Aikido da eğitimin tek sırrı.

Ken: Kılıç

Kokyu: Nefes alma .Aikidonun bir bölümü de KOKYU RYOKUYU yani nefes alma gücününün geliştirilmesidir. Bu nefes ile hareketin bir koordinasyonudur.Örnek nasıl ki ağır bir cismi kaldırırken nefes vermek bize kolaylık sağlar. Nefesin kontrolü aynı zamanda daha fazla konsatre olabilmeye ve stresi yok etmeye de olanak verir . Pek çok geleneksel meditasyon şeklinde ;nefes üzerinde yoğunlaşmak da konsantrasyonu yükseltmenin ve zihinsel ılımanın geliştirilmesinde önemli bir metot olarak kullanılır.Aikidoda da durum böyledir . Aikidodaki pekçok teknik KOKYU HO yani nefes egzersizi olarak adlandırılır.Bu egzersizler kişinin KOKYU RYOKUYU yani nefes gücünü geliştirmesini sağlar.

Kumi Jo: JO (bir alet) ile eşleşilerek yapılan egrersiz(eşli pratik.)

Kumi Tachi: Kılıçlı egzersiz ( eşli pratik. )

Mae: Ön.

Mae Ukemi: Öne düşüş , dairesel düşüş.

Masagatsu: Gerçek zafer.

Maai: Rakibe göre olması gereken ,düzenli aralık ,uzaklaşmave zamanlama . Aikido teknikleri değişen durumlara göre farklı uygulana bildiğinden , başlangıç pozisyonunda rakibe olan uzaklığın zamanlamaya ve tekniğin uygulanmasına ne tür bir etki yapacağı önceden hesaplanmalıdır.

Migi: Sağ.

Mudansha: Siyah derecesi olmayan ögrenci.

Mokkuso: Meditasyon .Çalışma genel olarak bir meditasyon periyodu içerisinde başlayıp ve biter . Meditasyonun amacı kişinin aklın temizlenmesi ve bilinçli temkinin geliştirilmesidir. Belki bundan da önemlisi , meditasyon yerleşik düşünce ve hareketlerini yenilemesini , değiştirmesini elimine etmesini yada anları daha etkili kullanmasını sağlar. İdeal olarak insanın meditasyon sırasında elde ettiği konsantireyi ve bilincini çalışmasına da taşıması gerekir. Böylelikle meditasyonda elde edilmiş bilinç,zeka ile normal bilinç , zeka arasındaki ayrılıkta çökmüş olur.

Nage: Nage atan ,fırlatan kişi.

Nagare: Akmak. Aikidonun amaçlarından biride fiziksel güce, fiziksel güçle karşılık vermemeyi öğrenmektir.Asıl olan , uygulanan gücü yönünde onu kendi avantajına olacak şekilde yeniden yönlendirerek akmaya (hareket etmeye ) çalışmaktır.

Omote: Ön taraf .Aikidoda , Nage’nin Uke’nin ön tarafına girdiği haraketlerin sınıfına denir.

Obi: Bir kemer.

Onegaişimasu: Benimle çalışırmısın (egzersize başlarken eşleşilen kişiye söylenir.)

Osea Waza: İlişme, kıpırdıyamaz hale getirici teknikler.

Randori: Serbest stilde eğitim.Bazen JIYU WAZA‘nın eşanlamlısı olarakta kullanılınır.Aikido genelde bir kişiyle çalışılmasına rağmen , birden fazla kişi tarafından saldırıya uğrama ihtimalinin akıldan çıkarmamasıda çok önemlidir.Aikidoda ki tüm vücut hareketleri ( TAİ SABAKİ ler ) birden fazla saldırıya karşı savunma yapabilmeye olanak verir.

Shikaku: Ölü açı. Rakibin atağına devam etmesinin çok zor olduğu ve sizinde rakibinizin hareket ve dengesini kolaylıkla kontrol edebildiğiniz pozisyon. Aikidonun ilk aşaması ŞHİKAKU’yu yerleştire bilmektir.

Şikko: Samuray ( dizüstü)yürüyüşü.Şikko ,güçlü bir Hara ( ağırlık mekezi ) bilincinin geliştirilmesi çok önemlidir.Aynı zamanda kalça ve ayakları güçlendirir.

Suki: Bir saldırıya ya da tekniğin uygulan masına maruz kalaçak şekilde açılık , boşluk bırakmak ya da tekniğin yanlış uygulanması SUKİ fiziksel ya da pisikolojik olabilir.Eğitimin bir amacıda ,karşındakinin hareket ve pozisyonundaki SUKİ’yi belirlediğin( gördüğün ) kadar kendi hareket ve pozisyonuna karşı da duyarlı olmaktır. İdeal olarak usta bir aikido ka kendini SUKİ lerden ayıracak şekilde eğitir.

Sutemi: Edebi olarak vücudu bir kenara atma , bırakma anlamına gelir. Bir kimsenin tekniğin uygulanması için kendini bırakması (JUDO da karşındakini atmak için kendi pozisyonunuzu ve dengenizi feda ettiğiniz teknikler sınıfı.)

Sukashiwaza: Saldırganın sizi sarmasına ya da vuruşuna başlamasına imkan vermeden yapılan tekniklerdir.Aslında ideal olan;saldırı tamamen uygulanmadan onu nötralize edecek ( ekarte edecek ) şekilde saldırganın duruşuna ve hareketlerine karşı duyarlı yada saldırıya geçen taraf olmaktır.

Suwari Waza: Hem UKE hemde NAGE nin oturarak uygulandığı tekniklerdir.Bu tekniklerin tarihte var oluşu DAİMYO yani feodalların varlığında tüm samurayların bütün çalışmalarını oturarak ve dizleri üzerinde hareket ederek yapmak zorunda oluşlarından gelir.Teoride bu durumda DAİMYO’ya yapılacak bir saldırıyı daha zor kılardı.Fakat bu aynı zamanda misafirin karşılandığı bir pozisyondur. Çağda Aikidoda ise bu,kişinin kalçasını ayaklarını iyi kullanılmasını öğretir.

Soto: Dışarı ,dış taraf. Saldırganın özellikle kollarının dışından yapılan aikido hareketleridir.

Seiza: Dizler üzerine oturmak. Bu şekilde oturmak alışmayı gerektirir,fakat denge sağlar ve bağdaş oturuşa göre daha fazla hareket kolaylığı sağlar.

Shindoi: Öğretmen ,eğitme anlamına gelen resmi birad/unvan/başlık.

Shidan: Hocaların hocası ( Usta eğitmen ) anlamına gelen resmi bir ad.

Shodan: Siyah kemerde ilk derece (1. dan)

Shomen: Kafanın ön ya da üst tarafı .Aynı zamanda DOJO nun da ön tarafını belirtir.

Suburi: Çarpma ya da vuruşlarda temel JO ve BOKKEN çalışması

Tachi: Bir çeşit japon kılıcı ( TACHİ- TORİ -Kılıç alma ) ( aynı zamanda aykta pozisyon)

Tachi Waza: Ayakta teknikler.

Taijutsu: Vücut sanatları ,silahsız çalışma, çıplak el yeknikleri

Tai No Henko: Tai No Tenkan :180 derece dönmeyi kapsayan basit dönüşler.( Harman pratiği.)

Tai Sabaki: Vücut hareketleri.

Tenkan: Özellikle vücudun 180 derece döndüğü dönüş hareketi.

Takemusu Aiki: ” Aikinin ( ruh ,zeka ve evrensel enrjinin harmonisi) sonsuz ( bitmek bilmiyen ) üretken savaş sanatı” anlamına gelen kurucunun bir sloganıdır.Yani aikidonun bir eşanlamlısı. Aikidonun kapsamı ,bir kişinin düzenli olarak pratikte çalıştığı adı konulmuş olan ,standart tekniklerle sınırlı değildir. Aksine , bu standart teknikler daha temel prensiplerin KİHON’u içine sindirdiği zaman ,yeni koşullara uyacak şekilde sonsuz sayıda ve çeşitlilikte yeni Aikido’da yeni teknikler yaratmak mümkündür.

Tanto: 25-30 cm uzunluğunda tahtadan yapılmış bıçak.

Tege Tana: El kılıcı ya da elin kenarı .Pekçok aikido hareketi kişinin tegetanası ile aynı hizada oluşu ve uzantısını vurgular. Aynı zamanda aikido kılıç tekniğiyle tegetananın uygulanmasında önemli benzerlikle vardır.

Ura: Geri ,saldırganın arkasına doğru geçilerek yapılan aikido teknikleri sınıfıdır. URA teknikleri bazen TENKAN ( dönüş ) teknikleri olarakta isimlendirilir.

Ushiro: Arkaya doğru ,geri .

Ushiro Ukemi: Geriye düşüş te olduğu gibi.

Uke: Atılan yada tekniği alan kişi. Yüksek düzeylerde UKE ve NAGE arsındaki fark belirsizleşir. Bunun nedeni hem tekniği başlatanın açık olmaması hem de UKE ve NAGE nin tamamen birbirlerine bağlı ve uyumlu olmasıdır.

Ueshiba: Aikidonun kurucusu (1883-1969)

Ueshiba Kisshomaru: Aikidonun kurucusunun oğlu

Ueshiba Moriteru: Aikidonun kurucusunun torunu şuan yolun başında olan kişi doşhu.

Uchi: İçeri ,iç taraf NAGE’nin özellikle saldırganın kollarının içine ve altına doğru hareket ettiği teknikler sınıfı. ( Aynı zamanda vuruş SHOMEN UCHİ. )

Uchi Desi: Dojo nun içinde yaşayan ve kendini eğitmene ,dojonun bakım ve temizliğine adamış öğrenci ( Kimi zaman , dojonun Sensei’sinin kişisel işlerine de yardım eder.)

Waza: Teknikler Aikidoda belli teknikler çalışmak durumunda olmamıza rağmen; aikido savunmada kendini belli edeceğinden ;önceden tarif edilmiş ,standart tekniklere benzemeyebilir. Bunun nedeni ;aikido tekniklerinin değişen durumlara göre hareket çeşitlerini ve stratejileri uygulamasıdır.

Tori: Uzaklaştırma ,uzağa alma ,elinde bıçağı alma ,elinden alma.
Yoko: Yan.
Yoko Men: Kafanın yan tarafı

 

 

 

 

 

Hajimemashite: Nasılsınız (Birisi ile ilk tanışmada/karşılaşmada soylenir)

Douzo yoroshiku: Memnun oldum (Hajimemashite’ye cevap olarak söylenir)

Ohayou gozaimasu: Günaydın (sabah saat 10’a kadar)

Konnichiwa: İyi günler (sabah saat 10’dan gün batımına kadar)

Konbanwa: İyi akşamlar

Sayounara: Hoşçakal

Doumo arigatou gozaimasu: Çok tesekkür ederim

Doumo arigatou gozaimashita: Çok tesekkür ederim (çalışma sonunda soylenir)

Dou itashimashite: Birşey değil (teşekküre cevap olarak)

Wakarimasu: Anladım

Wakarimasen: Anlamadım

Mou ichido kudasai: Bir kez daha lütfen, tekrar eder misiniz lütfen

Sumimasen: Afedersiniz (birşey sormak için)

Gomen nasai: Özür dilerim

Hai: Evet

İie: Hayır

Dozo: Lütfen, buyrun

İi: İyi

Dame: Kötü, yanlış

Gambatte kudasai: Dayan, iyi şanslar (bir kişiyi cesaretlendirmek için)

 

 

 

Japonca Sayılar :
1:ichi
2:ni
3:san
4:shi/yon
5:go
6:roku
7:shichi
8:hachi
9:ku
10:ju
11:ju-ich
12:ju-ni
20:ni-ju
21:ni-ju-ich
30:san-ju
31:san-ju-ich
40 : yon-ju